24 Ekim 2015 Cumartesi

Sırt Ağrısı Nasıl Geçer ?

Sırt Ağrısı Nasıl Geçer ?


Merhaba sevgili Dinamit Kenti okuyucuları. Bu yazımızda sizlere " Sırt Ağrısı Nasıl Geçer " adlı konumuzdan bahsedeceğiz.

Günlük hayatımızda başımızdan ayrılmayan bir bela olan sırt ağrısı hayatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Peki nasıl mı bu hastalığı tedavi ediceğiz. İşte yazımızda !


Sırt Ağrısı Neyden Oluşur ?

 Sırt ağrılarının nedeni, sırtımızda omurganın her iki yanında bulunan kasların gerilmesidir. Bu gerilmenin en önemli nedeni strestir. Strese girdiğimizde ilk önce boyun kaslarımız gerilir. Bu gerilme sonucunda "C" harfine benzeyen boyun omurgamız düzleşir, omuz ve sırta giden sinirlerin çıkışları daralır, sinirler baskı altında kalır. 

 Bu baskı ile birlikte sırttaki kaslar gerilir. Bu yüzden ağrı duyarız. Kasların uzun süre gergin halde kalması kas topaklarına neden olur. Yani tıpta fibrozit dediğimiz oluşumlara neden olur. Bu fibrozitler en ufak bir yorgunlukta, ağır kaldırma sonucunda, klima veya vantilatör altında uzun süre kalmada ağrılar yaratır, dayanılmaz ağrılar çekeriz. Kas gerginliğini azaltmak için farkında olmadan sırtımızı kamburlaştırır, artık son dönemlerini yaşayan ihtiyarlara döneriz.


Sırt Ağrısı Nasıl Tedavi Edilir ?



  •  İlk olarak ağrımızın nedeni belirlenmelidir. Ağrının boynumuzdan mı, sırt kaslarından mı kaynaklandığı yoksa başka bir hastalığımız mı olduğu tespit edilmelidir. 




  •  Akciğer hastalıkları, safra kesesi ve mide rahatsızlıkları da sırtta ağrı yapar. Teşhis öncelikle fiziki muayene, şikayetlerin dinlenmesi ile (ne yazık ki hastayı aktif olarak dinlemek çoğu zaman ihmal ediliyor ve yanlış sonuçlara yönleniliyor), sonra da MR, BT ve direkt grafi incelemeleri ile konur. EMG de bize yardımcı olur. 



  •  Sonra sıra sırt kaslarının gevşetilmesine gelir. Kas gevşeticiler ve lokal etkili merhemler (bu merhemleri iyice yedirerek sürdükten sonra mutlaka en az on dakika ütüyle ısıtılmış havlu, sıcak su torbası veya saç kurutma makinasıyla sıcak uygulanmalıdır) kullanılır; ama sadece ilaç tedavisi yeterli değildir. Mutlaka fizik tedavi veya alternatifi (masaj, manipulasyon, nöral terapi, akupunktur, soft lazer) uygulanmalıdır. Fibrozitler teker teker tespit edilip yok edilmelidir. 



  •  Fizik tedavi ile birlikte stres etkeni de ortadan kaldırılmalıdır. Mümkünse hastanın yaşamında stresi körükleyen unsurlarda köklü değişiklikler yapmak, tatile çıkmak, hobilere daha uzun zaman ayırmak oldukça faydalı olur. Eğer bu değişiklikler yeterli olmazsa bir psikiyatristin veya psikoloğun yardımını almak yararlı olur. 



  •  Tedavi bitiminde doktorunuzun önereceği sırt kaslarını güçlendirecek egsersizleri yapmak gereklidir. Eğer gerekli ortam bulunursa sırtüstü yüzmek en iyi egsersizdir. Güneş, deniz, sıcak kum, kaplıcalar çok faydalıdır. Soğuktan mümkün olduğunca korunmak gereklidir.



  •  Tüm bu tedaviler sırasında ve sonrasında bazı hareketlerden kaçınmak gereklidir. 



  •  Yerden bir şey alırken öne veya yana eğilmek yerine çömelmek, yukarı doğru uzanmak yerine bir şeyin üstüne çıkıp işimizi görmek sırt ağrısı riskini azaltır. Ayrıca sürekli pozisyon değiştirmek, yani uzun süre oturmamız gereken bir iş yapıyorsak en geç yarım saatte bir dolaşmak, aynı yerde ayakta durmaktan kaçınmak, televizyon seyrederken veya gazete okurken sırtımızı ve başımızı dayayacak koltukları tercih etmek dikkat etmemiz gereken unsurlardan bazılarıdır.


Bu yazı tamamen Dinamit Kenti için düzenlenmiştir. 
Kaynak belirtilmeden kullanımda gereken yasal işlem yapılır.

- Bazı bilgilerde Sabah adlı siteden faydalanılmıştır.

18 Ekim 2015 Pazar

Türk Kahvesinin Faydaları Neler ?

Türk Kahvesinin Faydaları Neler ?


Merhaba sevgili Dinamit Kenti okuyucuları. Bu yazımızda sizlere " Türk Kahvesinin Faydaları "ndan bahsediceğiz.


Türk kahvesi yaklaşık 40 yıldır Türkler tarafından sürdürülen bir gelenek.
Biz ise sizlere yararlarını derledik.

  • Tam bir antioksidan deposu.
  • Yapılan araştırmalara göre günde 1-3 fincan içilen Türk kahvesinin bir çok kanser türünden koruyucu olduğu işaret ediliyor.
  • Konsantrasyon yeteneğini arttırıyor.
  • Alzheimer hastalığını önlüyor.
  • Ömrü uzatıyor.
  • Tansiyonun olası etkilerini önlüyor.
  • Kalbinize dost. Kahvenin içerdiği antioksidan kalp sağlığına iyi geliyor.
  • Şeker hastalığı riskini azaltıyor.
  • Vücutta yağ yakımını uyarıyor.
  • Safra taşı oluşumunu engelliyor.
  • Karaciğer yağlanmasına faydalı.

Bu yazı tamamen Dinamit Kenti için yazılmıştır.
Kaynak belirtmeden kullanımda gereken yasal işlem yapılır.


16 Ekim 2015 Cuma

Bilgisayarınızı Uzun Süre Açık Bırakmayın, Büyük Sıkıntılar Yaşamayın

Bilgisayarınızı Uzun Süre Açık Bırakmayın, Büyük Sıkıntılar Yaşamayın

Bilgisayarınızı Her Zaman Yeniden Başlatın Yoksa Büyük Sıkıntılar Yaşarsınız

Bu haftadan başlayarak her hafta PC kullanırken doğru olduğunu sandığımız ancak cihazlarda iz bırakacak hasarlara neden olabilecek yanlışları sıralamak istiyorum. İlk olarak çoğunlukla hepimizin yaptığı günlerce bilgisayarı açık bırakmak durumuna değinmek istedim. Bilgisayarı kullanmadığımız zamanlar açık bırakmak, tekrar başına geçtiğimizde hemen kaldığımız yerden devam etmek açısından pratik bir çözüm olarak görünebilir. Ancak böyle yapıyorsanız çok büyük bir yanlış yapıyorsunuz.
Tembelliği bir kenara bırakmak aslında bilgisayarımızın ve işletim sistemimizin kararlılığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü eğer bilgisayarınızı uzun süre kullanmadığınız zaman açık bırakırsanız bakın neler olabiliyor.
En kötü bilgisayar kullanım alışkanlığı
İş yerinde, evde ya da bir internet kafe işletmecisiyseniz mekanınızdaki bilgisayarı kapatmak yerine sadece monitörleri kapatıyor ya da bilgisayarları "uyku" durumuna getiriyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Bu şekilde bilgisayar hem enerji tüketmeye devam ediyor hem de arka planda bazı işlemler çalışmaya devam ediyorlar. Bu noktada arkada açık kalan bir çok uygulama işlemlerine durdurmuyor, atıl kalan bilgisayarlar hafıza sızıntısı yani "memory leak" sorunlarıyla karşılaşabiliyorlar. Tüm bilgisayarı kapatsanız bile "Görev Yöneticine" bir göz atarsanız bir çok uygulamanın hala çalıştığını görebilirsiniz.
Memory Leak nedir?
"Memory leak", bir programın kullandığı hafıza ile işi bittiği halde ilgili hafıza bloğunu serbest bırakmaması durumuna verilen isimdir. Bu durum gerçekte kullanılmayan hafıza bloklarının referans edilmeye devam edilmesinden veya doğal kaynakların düzgün bir şekilde serbest bırakılmamasından da kaynaklanıyor. Eğer bilgisayarı uzun süre açık bırakırsanız bu durum için davetiye çıkarmış oluyorsunuz.
Memory Leak nedir?
Bilgisayar açık kaldığı süre içerisinde programların sürekli hafıza kullanması, fakat kullandığı hafızayı bırakmaması, memory leak'in giderek büyümesine bundan dolayı yeterince uzun süre çalışan uygulamalarda sistem kaynaklarının kritik miktarlarda tüketilmesine ve uygulamanın hata verip kapanmasına sebep oluyor. Bundan dolayı kapandığını zannettiğiniz programlar arka planda kafalarına göre türlü işlemler yaparak çalışmaya devam ediyor ve sonunda kendi kendilerine çöküyorlar. Bu da PC’nin ağırlaşmasına, programların geç açılmasına ve kayıt defteri hatalarına yol açıyor.
Wi-Fi bağlıysa türlü belalar sizi bekliyor
Bilgisayarı açık bırakıp uzaklaştığınızda Wi-Fi bağlantı açıksa çok garip davranışlar sergileyebiliyor. Service Host uygulamaları teker teker çökebiliyorlar. Hıçkırık tabir edilen Wi-Fi hataları oluşuyor. Tarayıcınızı kapasanız bile arka planda hala sorgulama yapan bazı web uygulama parçacıkları teker teker çökebiliyor.
Sistem ısınabiliyor
Bilgisayarların soğutma donanımına bağlı olarak aşırı ısınmalar olabiliyor. Bu ısınmalardan dolayı anakarta bağlı olan ek ögeler etkilenebiliyorlar. Özellikle UPS akım dengeleyici cihazlar kullanmayan bilgisayarlar düzensiz şehir cereyanlarından ve ani elektrik kesintilerinden son derece olumsuz etkilenebiliyorlar.
Uykuya bırakma bir çözüm değil
Bilgisayarları kapatmak yerine “uyku” moduna almakta yukarıdaki sıkıntıları gidermiyor. Uykuya alınan bir bilgisayar tam anlamıyla kapanmadığı için tüm olumsuz etkilere maruz kalmaya devam edebiliyor. Bu noktada Hibernasyon tabir edilen “Hybernate” modu çok daha kullanışlı. Bilgisayar bu noktada kaldığı yerden kapatılmış olsa da devam edebiliyor. Hibernasyon modu PC’nin en son durumunun ne olduğunu sabit sürücüye kayıt ettiği için hem açılışı hızlı oluyor hem de kaldığınız yerden güvenli olarak devam edebiliyorsunuz.
Uykuya bırakma bir çözüm değil

Benim bilgisayara bir şey olmaz modu
Bu yazı büyük olasılıkla “ben bilgisayarı bir aydır kapamıyorum taş gibi çalışıyor” yorumları alacaktır. Ancak bilgisayarların nasıl çalışmaya devam ettiği konusunda en ufak bir fikri olmayan kullanıcıların yapabileceği bu yorum, yukarıda anlatıların gerçeklerin cihazlarda yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Bilgisayarların daha uzun ömürlü olmaları için işlem yapmadıkları zaman kapanmaları gerektiği kullanım kılavuzlarında bile yazıyor. Öte yandan “Sunucular yıllarca çalışıyor neden onlara bir şey olmuyor” gibi bir düşünceyle de bu küçük ama önemli önlemlere karşı çıkılabilir. Ancak unutmayın ki sunucuların “backup” devreleri olan dev sistemler, birinin sorun yaşaması halinde bir diğeri işlemlere devam ediyor. Yani onların da bakım sırasında kapanmaları gerekiyor ve biz bunu hissetmiyoruz bile. Öte yandan sunucular 7/24 işlem yapan makinalar ve hiç atıl kalmıyorlar. Onun PC’nizi bu cihazlarla karşılaştırmayın.

Son söz
Benim PC’ye bir şey olmaz egosunu bir kenara bırakabilirseniz, daha uzun ömürlü bir sistemle çalışmanın keyfini yaşarsınız. Yukarıda bahsettiğim tüm sıkıntılar uzun süre açık kalan PC’lerin yaşadığı sıkıntılar. Sistemlerde etkileri zamanla ortaya çıkıyor ve sonucu format atmaya kadar gidiyor. Onun için uzun süre kullanmayacağınız sisteminizi kapatıp, tekrar açtığınızda daha hızlı bir sistemleişe başlamak neden önemli olmasın ki? Ya da basit bir önlem almamak için bir kullanıcı neden bahanelere sığınmak zorunda kalsın? Değil mi ama?

14 Ekim 2015 Çarşamba

Yüzdeki tırnak izleri nasıl geçer?

Yüzdeki tırnak izleri nasıl geçer?

Yüzdeki  tırnak izleri nasıl geçer?



Tırnak İzleri Nasıl Geçer?

Tırnak izleri çoğu zaman görünüşü bozması açısından sinir bozucu bir sorundur. Daha çok yüze ve kol bölgesine alınan darbeler, hasarlar sonucunda tırnak izleri oluşabilir. Hayvan severken ya da uzun tırnaklardan alınan darbeler sonucunda bu izler daha çok görülür. Tırnak izleri sorunu geçicidir ve korkulacak bir şey yoktur. Herhangi bir tedavi uygulanmadan kısa süre içinde, kendiliğinden geçer. Ancak özellikle yüz bölgesinde oluşmuş tırnak izleri, kişinin estetik görünüm açısından rahatsız olmasına neden olduğundan izlerin çabuk geçmesi için çeşitli yöntemler aranır.
Kantaron Yağı: Tırnak izlerinden kurtulmanın en bilindik yollarından biri kantaron yağıdır. Aktar ya da eczanelerden temin edilerek, izlerin meydana geldiği bölgeye iyice sürülür. Sürüldükten kısa süre sonra tırnak izlerinin kaybolduğu görülür. Kantaron yağının cilt üzerinde yapıcı ve onarıcı bir etkisi vardır.
Krem/ Merhem: Kantaron yağı, eski tedavi usullerinden biridir. Bunun yerine eczaneden temin edebileceğiniz krem ve merhemler de mevcuttur. Eczacınıza ya da doktorunuza danışarak bu kremlerde alıp, kullanabilirsiniz.
Tırnak izlerinden kurtulmak, uygulayabileceğiniz yöntemler sayesinde gayet basittir. Ancak yine de izlerden kurtulmak yerine darbelerden korunmayı ve dikkatli olmayı tercih etmek daha faydalı olacaktır. Aşırı derecede darbeye neden olmuş tırnak izleri, enfeksiyona neden olabilir. Aşırı bir darbeye neden olmuş tırnak izleri vakasında, derhal doktora başvurmanızı ve sorunu ihmal etmemenizi öneriyoruz.

13 Ekim 2015 Salı

Yorgunluk Nasıl Geçer ?

Yorgunluk Nasıl Geçer ?


Merhaba sevgili Dinamit Kenti okuyucuları. Bugün ki yazımızda sizlere "Yorgunluk Nasıl Geçer ? " adlı konumuzdan bahsediceğiz.

Öncelikle şunu belirtelim ;

SON YILLARDA ÜLKEMİZDE YAPILAN ANALİZLERDEN 100 KİŞİDEN 55'İ "ÇOK YORGUNUM DİYOR" PEKİ YORGUNLUKTAN NASIL KURTULURUZ ?
İŞTE MAKALEMİZDE !

Biz sizler için yorgunluğunuzu azaltmanın yollarını derledik size'de okumak kalıyor !

Kahvaltı her gün kesinlikle yapılmalıdır, güne kahvaltısız başlamak aşırı yorgunluğa neden olmaktadır, insan vücudu uyurken bile enerji tüketir, kaybedilen enerji kahvaltı ile kazanılmalıdır.Sabah sporları, uyandığınızda kan dolaşımının biraz hızlanması, beyne kan gitmesi sersemliği üstünüzden atmanızda yardımcı olacaktır.Bol su tüketin, günlük yaşantınızda suyun çok büyük önemi bulunmaktadır, su enerji sağlayarak kendinizi daha dinç hissetmenizi sağlayacaktır. Her gün 2 litre olmasa bile 1-1.5 litre su tüketilmelidir, bu nedenle su şişeniz sürekli yanınızda bulunsun. 2-3 saatte bir yemek yiyin.Bal, pekmez ya da badem, fıstık gibi kuruyemişler gün içinde gayet enerjik hissettiriyor. Bunlar, hayatınızda sizleri daha enerjik hissettirecek faktörlerdir, yorgun bir beden enerjik olamaz bu yüzden kendinizi dinlendirmeye çalışın.Beslenme şekli yorgunluk sebebi olabilir. Et ve kuru baklagilden fakir bir beslenme demir ve vitamin B12 eksikliği nedeni ile kansızlığa dolayısıyla yorgunluğa neden olabilir. Yoğun yağlı ve karbonhidratlı beslenme şekli hipoglisemiye, diyabete eğilim yaratacağından ve kilo fazlası oluşturacağından yorgunluk yaratabilir. Meyve ve sebzeden fakir beslenme folik asit, c vitamini, potasyum gibi pek çok mineral, vitamin eksiğine neden olabilir.
- Dengeli beslenmeli, fazla kilolarından kurtulmalı
- Yaşamlarını tekdüzelikten çıkaracak uğraşlar edinmeli
- Her sabah 10 - 15 dakika kas gevşetici egzersizler yapmalı
- Uyku ritmine dikkat etmeli, günlük tempolarını düşürmeli
- Tatil fırsatlarını değerlendirmeli
- İş yerinde iş yükünü paylaşmaya yönelik çalışmalar yapmalı
- Organik nedenler olabileceği ihtimaline yönelik hekim desteği alınmalıdır.
Eğer yukarıdakileri yaptıktan sonra bile yorgunluğunuz hiç azalmadıysa günlük temponuzu azaltmanız sizin yararınıza.

Bir makalemizin'de sonuna geldik; bir sonraki makalede görüşmek üzere.


Dikiş İzi Nasıl Geçer ?

Dikiş İzi Nasıl Geçer ?


Merhaba sevgili Dinamit Kenti okuyucuları. Bu yazımızda sizlere "Dikiş İzi Nasıl Geçer?" adlı konumuzdan bahsediceğiz.

Dikiş İzi ;

Çeşitli cerrahi operasyonların ve tıbbi müdalelerin ardından vücudumuzda bıraktığı bir hatadır dikiş izleri.

Peki bunun çaresi var mı ?

İşte bu sorunun cevabı makalemizde.


Dikiş izi nasıl geçer ?

Dikiş izleri genel olarak estetik ameliyat yapılarak tedavi edilebilmektedir.Çok derin ve ağır olmayan yaralarda ise cilt soyma işlemleri yapılarak cildin yenilenmesi sağlanır ve ciltte oluşan görüntü bozukluğu giderilir.
Bitkisel çözümler, yağlar, kremler, merhemler doktor tavsiyesi olmadan dikiş bölgesine sürülmemelidir. Sakıncalı ve ters etkileri olabilir.
Doktor önerisi dahilinde yara iyileşmesi için bazı kremler, merhemler kullanılabilir. Bitkisel çözümler, otlar, bitkisel tedaviler dikiş izi konusunda fayda sağlamaz.
Skar cilt yaralanmasından sonra veya ameliyatlarda cildin kesilmesinden sonra oluşan fibröz dokudur. Cildin iyileşmesi neticesinde oluşan fizyolojik bir oluşumdur.
Bazen çok az belli olacak kadar olmasına rağmen bazen çok belirgin görülebilecek hatta kabarıklık oluşturabilecek kadar belirgin yara iyileşmeleri olabilir. Skar Türkçe'de yara izi olarak adlandırılır ancak yaraların çoğuna dikiş atıldığı için yaygın olarak dikiş izi terimi de kullanılmaktadır, ancak dikiş olsun veya olmasın her yara iyileşmesinde
mutlaka az veya çok iz meydana gelir. Yara izi (dikiş izi) oluşmasında rol alan bazı etkenler vardır. Bunlar içerisinde en önemli faktör genetik faktördür. Çünkü aynı cerrah tarafından
aynı büyüklükte, aynı aletlerle, tıpatıp aynı şekilde yapılan kesilerin sonucunda farklı kişilerde çok farklı yara izleri oluşabilmektedir.
Skar dokusu aslında sadece cilt değil vücuttaki farklı dokularda da oluşan yara sonrası iyileşme sürecinde oluşan bir biyolojik süreçtir. Skar oluşum sürecinde eğer kollojen dokusu çok fazla
sentezlenirse ciltten bariz kabarık ve kırmızı renkte oluşan skara "hipertrofik skar" denir. Bunların daha belirgin ve tümöral kitle şeklinde oluşanlarına "keloid" denir, genellikle siyah cilt
rengine sahip kişilerde meydana gelir. Ameliyat sonrası bu kadar çok belirgin yara izi oluşmuşsa bu durumda estetik cerrahi müdahale ile düzeltme yapılabilmektedir.


Bir makalemizin'de sonuna geldik. Bir daha ki makalemizde görüşmek üzere.

Logitech Gaming Mause G303 Çıktı !

Logitech Gaming Mouse G303

  Oyun canavarları için yeni seri Logitech Mouse  Logitech G serisi duyuruldu.
Uzun adıyla  Logitech® G303 Daedalus Apex Performance Edition ile anılan farenin oldukça hafif ve çok yönlü tutuş özelliği sayesinde rahat bir kullanım sağlayacak. En gelişmiş optik sensör özelliğine sahip olan Logitech Gaming Mouse G303 hergün 10 saat çalışma zamanı prensip alınarak 20 milyon kere tıklanarak test edildi.
Programlanabilir RGB aydınlatma sayesinde 16.8 milyon renk seçeneğine sahip ve mouse padinizi renklendirir. Nefes alıp verme şeklinde yanan sönen ışıklandırmayla da oldukça ilginç bir atmosfer yakalayabilirsiniz.
Logitech-Gaming-Mouse-G303
Saniyede 300 inch tarama, 200’den 12.000’e çıkabilen DPI seçeneği ve hassas geçişleriyle Logitech Gaming Mouse Amerika ve Avrupada satışa sunuldu. Ülkemizde de taliplerini arayan modelin tavsiye edilen satış fiyatı ise 85$+ KDV şeklinde.
Logitech-Gaming-Mouse-G303-b



/-\
|
|
|
Video 

12 Ekim 2015 Pazartesi

En İlginç 5 Psikolojik Hastalık

Psikolojik problemler en az fiziksel hastalıklar kadar önemli. Ruh sağlığının iyi olmaması bedensel problemlere de yol açıyor.  Sizin için psikolojide ender rastlanılan ama ilginç olan 5 psikolojik hastalığı derledik.


Capgras Sendromu:



Bu sendrom Fransız psikiyatr Capgras tarafından 1923 yılında “illusion des sosies” adı verilerek tanımlanmış bir sendromdur. Başlıca özelliği, kişinin çevresindekilerin gerçek olmadığına, başkalarının onların yerine geçtiğine ilişkin sanrısal bir inanışın olmasıdır. Bu sendrom kadınlarda biraz daha fazla görülür.

Othello Sendromu (Patolojik Kıskançlık):




Adını ünlü yazar William Shakespeare’in “Othello” adlı eserinden alan bu rahatsızlık, kişinin sevdiği birini hastalık derecesinde kıskanması durumu olarak ifade edilmektedir.  Othello Sendromu yaşayan kişi, hep eşinin kendisini aldattığını,sadık olmadığını düşünür.Bu  kişiler karşısındakilere zarar verebilir.
Bu aldatılma tehdidine karşı önlemler almaya çalışır. Eşini takip eder, evden dışarı çıkmasını, camdan bakmasını istemez, perdelere ve çarşaflara işaret koyar, giydiklerine ve arkadaşlarına karışır.

Cotard Sendromu (Yürüyen Ceset Sendromu):



Bu sendromu yaşayan insanlar öldüklerini, etlerinin çürüdüğünü, bazen de yaşamsal organlarının ya da kanının olmadığını düşünüyor. Ender rastlanan bu sendromda nihilistik hezeyanlar, kendisine ve dış dünyaya yabancılaşma, ölümsüzlük düşünceleri, hallüsinasyonlar, intihar düşünceleri ve negativizm görülür. Kadınlarda daha sık rastlanır.

Fregoli Sendromu (Binbir Surat Sendromu):




Fregoli sendromunda hasta, etrafındaki birçok insanın aslında aynı insan olduğunu; ama farklı kılıklarda kendisini izlediğini düşünür. Buna göre, “kılık ustaları”, hastanın çevresinde dolaşır ve hastayı takip eder. Fregoli sendromunda hasta, bundan büyük rahatsızlık duyar. Rahat hareket dahi edemez. Sürekli takip edildiği hissine kapılır.

Erotomani:


Erotomani yaşayan kişi bir başkasının kendisini delice sevdiğine inanma sanrısıdır. Çoğunlukla kadınlarda görülen bu sanrıda kişi ilk olarak karşı tarafın aşkını ortaya koyduğunu inanır ve bu düşüncesi için kanıtlar bulur (anlamlı bakışlar, gazeteden gelen mesajlar, yoldan geçenlerin yüz ifadeleri gibi)



Detaylı bilgi: https://youtu.be/npRRjfuJ-qs

Kaynak:Onedio




















11 Ekim 2015 Pazar

Windows 10 Arkaplan Resminin Tasarım Olmadığını Ve Fotoğraf Olduğunu Biliyormuydunuz?


Sevgili Dinamit Kenti Okuyucuları
Bugün Sizlere Bilmediğiniz Bir Bilgiyi Anlatacağım
Son Günlerde Herkesin Bilgisayarını Yükselttiği Ve Moda Olan Windows 10,
İlk Açılış Arkaplanının Tasarım Olmadığını Biliyormuydunuz.
Windows 10 Açılış Arka Planı Fotoğraftır.
İşte O Ünlü Fotoğraf
Ve Windows 10'dan Bir Kare.
Windows 10 Kahraman Arkaplan

Videoyu İzlemenizi Tavsiye Ederim
Ben Hayret Ettim 

Alıntı Yapmayınız 
Dinamit Kenti

Neymar Hazır PNG !

Merhaba Dinamit Kenti okuyucuları bu yazımızda sizlere Neymar Hazır PNG vericeğiz. 

Neymar ile wallpaper veya başka bir çalışma yaparken işinize çok yarar.

Neymar


İndirmek İçin Resime Tıkla !

Dinamit Kenti Neymar Hazır PNG

Şifre ;




10 Ekim 2015 Cumartesi

iPhone 6S Kırmızı Ekran Hatası !


iPhone 6S’de Kırmızı Ekran Hatası! Detaylar haberimizde..
  • Apple’ın en son iPhone’u olan iPhone 6S’de iOS 9.0.2’den nasibini aldı.
  • Sorunların çözülmesi adına geliştirilmiş bir güncelleme olan iOS 9.0.2, iPhone 6S ve iPhone 6 için sorun çözücü değil, bilhassa sorun üreten bir güncelleme oldu.
  • Telefonlarını iOS 9.0.2 sürümüne güncelleyen bazı iPhone 6S kullanıcıları daha önce iPhone 6’da gördüğümüz gibi bir kırmızı ekran hatası ile karşı karşıya kaldı.
  • Bu eski hata iOS 9.0.2 ile resmen yeniden hortlamış oldu. iPhone 6 ve iPhone 6S kullanıcıları iOS 9.0.2 güncellemesinden sonra yaşadıkları sorunu “telefonun bir anda donduğu ve kısa bir süre sonra kırmızı bir ekran ile karşı karşıya kalındığı ” şeklinde anlatıyor.
  • Eğer siz de bu sorunu yaşıyorsanız güç ve menü tuşlarına telefon kapanıp açılıncaya kadar basarak yani “hard reset” işlemi uygulayarak telefonunuza erişebilirsiniz fakat bu kalıcı bir çözüm değil.
Bu yüzden telefonunuzun yedeğini alıp iOS 9 hatta iOS 8.4.1 sürümüne Apple düzgün bir güncelleme çıkarıncaya kadar dönmenizi tavsiye ediyoruz.


Bu yazı Dinamit Kentin'e aittir. Kaynak belirtilmeden kullanılması durumunda gereken yasal işlem yapılır.

2 Ekim 2015 Cuma

Oryantiring nedir? Nasıl Oynanır?

Oryantiring Nedir?

Oryantiring, (Orienteering) genellikle ağaçlık alanlar ile ormanda yapılan bir ”outdoor” spordur. Ancak parklarda, üniversite kampüslerinde, okullarda ve kapalı alanlarda da ufak eklentiler ve başlangıç çalışmaları olarak mükemmel fırsatlar sağlayabilir.




Oryantiring özel olarak çizilmiş çok detaylı topografik harita kullanılarak yapılan bir navigasyon sporudur. Oryantiring, zeka ile fiziksel becerinin birleşimi ”düşünce sporu” olarak da tanımlanabilir. Kısaca ”Oryantiring” katılımcıların, bilinmeyen bir alanda harita ve pusula yardımı ile yönlerini bularak önceden yerleştirilmiş kontrol noktalarına sırası ile uğrayarak, kazananı en kısa sürede tamamlayanın belirlediği fiziksel ve zihinsel beceriye dayalı bir spordur.

Ülkemizde bu spor pek fazla bilinmiyor. Fakat eğlenceli ve diğer sporlardan daha farklı yönleri olduğu için özellikle izci grupları tarafından epey ilgi görmektedir.
                     

                        
                                                                              Oryantiring Haritası 

 Nasıl Oynanır?


           Oryantiring parkuru haritada belirtilen sırası ile ziyaret edilecek bir dizi kontrol noktasından meydana gelmiştir. Kontrol noktaları yerleri harita da daire ile işaretlenen, ayırt edilebilen arazi özellikleridir. Örneğin girinti, çukur, patika kesişimi. Kontrol noktaları arazide turuncu-beyaz ya da kırmızı-beyaz bayraklarla belirtilir ve tam olarak haritada belirtilen yerlere yerleştirilir. Her kontrol noktası tanımlama için kontrol numarasına ve katılımcının doğru kontrol noktasına uğradığını kanıtlamak için zımba ya da elektronik zamanlama ünitesine sahiptir. Yarışmacı yarışma sırasında, bölgenin Oryantiring haritasını, tüm kontrol noktalarının açıklamalarının listesini (control description) ve kontrol kartı taşır. Kontrol kartı başlangıç ve bitiş zamanını kaydetmek ve her kontrol noktasında bulunan zımba ile işaretlemek için kullanılır. Eğer elektronik sistem kullanılıyor ise zamanı ve uğranılan hedef numaralarını kaydetmek için kontrol kartı yerine elektronik yüzükler kullanılır. 
             Her katılımcı yaşına ve tecrübesine göre çeşitli zorluk ve uzunluklarda olan belirli yaş kategorileri için hazırlanmış olan parkurlardan birine katılır. Her yaştan katılımcı koşarak ya da yürüyerek Oryantiring sporunu yapabilir. Yarışmacılar belirli zaman aralıkları çıkış alarak yarışmaya başlarlar. Yarışmacı olarak amaç, tüm kontrol noktalarını navigasyon becerilerini kullanarak mümkün olan en kısa sürede bularak bitirmektir. İki kontrol noktası arasındaki rota seçimi yarışmacının kendisine aittir. Birinciyi en kısa sürede parkuru tamamlayan süre belirler. Oryantiring seçilen rotada kalarak ilerlemek için sürekli konsantrasyon gerektiren bireysel bir spordur.

        Kolay gibi görünse de yolunuzu kaybettiğinizde, parkur dışına çıktığınızda veya başka insanlara uyup onları takip ettiğinizde strese girerek uzun bir sürede yarışı bitirmek zorunda kalıyorsunuz.
        Geçtiğiniz yolları iyice hafızanıza kaybedip acele etmeden çok rahat bir şekilde parkuru tamamlayabilirsiniz. Bu spor özellikle izci kamplarında, izci eğitiminde yön bulma sporu olarak çok büyük yer edinmiştir.


            

Kuralları Nelerdir?


             Oryantiring’de sporcular kendilerine verilen yarışma bölgesinin haritasında belirtilmiş hedeflere (kontrol noktaları) sırasıyla ve en kısa sürede ulaşmaya çalışırlar. Kontrol noktalarında turuncu-beyaz bayraklar bulunur. Yarışmacılar bayrağın yanındaki zımbayı ellerindeki fişe (kontrol kartı) basarak kontrol noktasına ulaştıklarını kanıtlarlar. Bazı yarışmalarda zımba ve kontrol kartı yerine elektronik bir sistem de kullanılmaktadır. İki hedef arasında hangi yolu izleyeceğine yarışmacı kendi karar verir. Amaç hedefleri en kısa sürede tamamlamaktır. Tüm hedeflere ulaşamayanlar genellikle diskalifiye edilir. Yarışmacıların birbirini izlememesi için genellikle birkaç dakika arayla çıkış verilir. Yarışmacılar parkur boyunca karşılaşsalar dahi birbirlerini izlemeleri yasaktır.



Oryantiring Oyuncusunda Olması Gereken Beceriler:



  • Fiziki Güç
  • Süratli ve Tempolu Koşu
  • Dayanıklılık
  • Kendine Güven
  • Hızlı Karar Verebilme
  • Stres Ortamına Alışma
  • Harita Bilgisi
  • Yön Bulma Yeteneği





Kaynak: Kültür Yaşa





Kitap Yorumu | Her Gün-David Levithan




Her gün farklı bedende.
Her gün farklı hayatta.
Her gün aynı kıza aşık.


     
      Bir kitap bir insana ne kadar çok şey katabilir sorusunun cevabı adeta bu kitap.
      Bu kitapla maceradan maceraya koşmuyorsunuz.
      Bu kitapta imkansızı yaşıyorsunuz.

           Sanırım çoğunuz başka insanların hayatlarına özenip keşke bir günlüğüne bu hayatı yaşasam demişsinizdir. Karakterimiz A her gün farklı bir bedende ve hayatta uyanarak size bunun aslında ne kadar acı verici ve zor olduğunu gösteriyor.
            A'nın ne bir ailesi var, ne evi, ne de dostları. Her gün gece 12'ye kadar bir kız veya bir erkek, şişman veya zayıf, zengin veya fakir.. Her gün 16 yaşındaki farklı bir insanın bir günlüğüne bedenini ve hayatını çalan bir hırsız belki de.


Diğerleri sizi farklı gördüğünde,
sonunda siz de onları farklı görmeye başlarsınız.
         

            Fakat tek bir şey değişmiyor. Her gün aynı kıza aşık.. Rhiannon onun bu özelliğini bilen tek kişi olmakla kalmıyor, A'nın gönlünü kaptırıp hiçbir engele aldırmadan görmek istediği bir kız haline geliyor. Ve Rhiannon kendisine aşık olan bu gencin her gün değişen bedenine rağmen ona bir şans tanıyor.


                                                          Aşık olunan an nasıl bir şeydir? 
                             Bu kadar kısacık bir an nasıl bu kadar devasa bir şeyi kapsayabiliyor?

   



      Evet kitapta, yaşadığımız gerçek hayatta imkansız olan bir şeyi yaşıyor karakterimiz. Ama o kadar gerçekçi, o kadar olabilir geliyor ki insana.. Kalkıp bu olayı yaşayan insanlar gerçekten var mıdır diye aramak istiyorsunuz.
   
Akıcı anlatımıyla da Levithan zaten kitabı kitap olmaktan çıkarıp filme çevirmiş resmen. İnsanın okudukça okuyası geliyor. Tabii sonuna geldiğinizde intihar etmeye kalkışmadığınız sürece durum böyle.

     Yani kitabın sonunun beni o kadar tatmin ettiği söylenemez. Fakat biraz düşününce olması gereken, mantıklı olan bu diyorsunuz. ve kitaptaki duygular daha bir gerçekçi geliyor.


Bazen beden hayatı ele geçirir.
Bazen bedenin arzuları, bedenin ihtiyaçları hayata yön verir.
           

            Kitabı bitirdiğimde ilk vazgeçtiğim hayalim her gün farklı bir bedende uyanmak oldu. Bir yere ait olamamak, her gün farklı yatakta uyanıp, farklı okulların koridorlarında dolaşmak ilk birkaç gün ilginç ve eğlenceli gelecektir elbet.
            Fakat daha sonra insanın bir bilinmezliğin ve boşluğun içinde kaybolacağına inanıyorum.

 Asla gerçekten tutunamayacağı bir hayatta 
asla gerçekten görmediği bir bedensem, 
nasıl o bulanıklığın ötesini görmesini sağlayabilirim ki?

            Uzun lafın kısası kitabı alın ve değişik bir kaçamak yapın derim.

 Alıntı Yapmayınız
Dinamit Kenti